27 Temmuz 2009 Pazartesi

Ağarmış saçlarım bir dağ başında kara dönmüştür

Ağarmış saçlarım bir dağ başında kara dönmüştür,
O dağın dâmeninde gözlerim enhâra dönmüştür,
Bütün mûy-i siyâhım bembeyaz ezhâra dönmüştür,
Tenimde cevher-i can bir çekilmez bâra dönmüştür.

Cihâna geldiğim günden beri pek çok cefâ gördüm,
Ezildim bâr-ı gam altında, bin türlü ezâ gördüm,
Değil bigânelerden, âşinâlardan belâ gördüm,
Vücûdum âlem-i sıhhatte bir bimâra dönmüştür.

Felek gâyet dönek, dünyâ da bir cellâd-ı müdhiştir
İçimden çıkması bu müşkilâtın hayli bir iştir
Değirmen sanki yıli ay çarhı eyyâmı birer diştir
İçinde âdemoğlu bir ufak çavdara dönmüştür

Muvakkattır eğer hükm eylesen dünyâya ser-tâ-ser
Çıkar âhir elekten bin yerinden bağlasan çenber
Cihâna sığmamışken bir mezâra sığdı İskender
Varıp baksan o da şimdi yıkık bir gâra dönmüştür

Sen ister boynuna ip tak, diler cevherli kordon tak,
Bu dünyâdan nasibîn en nihâyet bir avuç toprak,
Bekâsı var mı dehrin dîde-i im’ân ile bir bak,
Nice ma’mûre-i âlem harâbezâre dönmüştür.

Ne olmuş olsa âdem kalmamıştır zevki dünyânın,
Hele me’mûr olursa râhatı olmaz bir insânın,
Hükûmetlerde feryâdı çekilmez lâle-girânın,
Felek Haccâc-ı Zâlim’den daha gaddâra dönmüştür.

Duyan yok, söyleme başında bin türlü belâ olsa,
Emin olma sakın bir şahsa hattâ evliyâ olsa,
Sokar akreb gibi fursat bulunca akrabâ olsa,
Bütün ebnâ-yı âdem bir zehirli mâra dönmüştür.

Görüp de sûretâ bir zâhidi zannetme bîçâre,
Açar isterse tîğ-i cevr ile sînende bin yare,
Verir evvel nasîhat, sonra âdemden alır pâre,
Büyük gümrükte vâiz sanki bir simsâra dönmüştür.

Büyüklerce cihanda âciz aldatmak dirâyettir,
Yalan söz söylemek onlarca gûyâ bir zarâfettir,
Küçüklerden sudûr etse fakat bunlar cinâyettir,
Büyüklük, seyyîatı setr için astara dönmüştür.

Çalar bir kimseye bir kimse tefvîz-i umûr etse
Düzelmez bâ`dema ahlâkımız Mehdî zuhûr etse
Kalır al kan içinde yâreden her kim mürûr etse
Tarîk-i istikâmet bir mugaylan-zâra dönmüştür

Sakın me`yûs olup dönme tarîk-i hayr-hâhîden
Süreyyâ`yı serâ zannetme, fark et mâhı mâhîden
Küçüktür Bâbıâlî bâb-ı dergâh-ı İlâhî`den
Anın yanında bu sûrâh-ı mûr u mâra dönmüştür

Kuşatmış mülk-i islâmı serâpâ düşmen-i devlet,
Küsûfa uğramış hurşîde dönmüş âdetâ millet,
Mezâlim kaplamış etrafını, fânûs-i hürriyet
Zalâm-ı leyl içinde parlayan envâra dönmüştür.

Mey içmek intihâr etmek demektir gerçi bi`t-tedrîc
Düşünmekle verem olmaktan evlâdır, dilersen iç
Velâkin hürmetinde olmasın vâki` kusûrun hiç
Bizimçün çünkü mey ağyâra benzer yâre dönüştür

Kaçar ahû-yı hürriyyet cehâlet yâda geldikçe
Tebâüd eyler aklı bâde-nûşun bâde geldikçe
Seher vaktinde bülbül dem çekip feryâda geldikçe
Neşâtından gönül bir belde-i ahrâra dönmüştür

Anıldıkça cehâlet eyleme çîn-i cebîn izhâr
Cehâlet üzre gâlib mârifet ister isen mi`yâr
Japonya Çin`e iskat-ı cenîn ettirdi âhir-i kâr
O mülkün şimdi hâli bendeki efkâra dönmüştür

Cihanda var mıdır bizler kadar bilmem garez-mu’tâd?
Görürsek kimde âsâr-ı liyâkat eyleriz berbâd,
Edilmez mi teessüf? bizdeki erbâb-ı isti’dâd
Habiste uykudan mahrûm olan bidâra dönmüştür.

Olur mu câzibe, seyr eyle, her mahbûb-i gül-femde?
Kemâl olmaz mekâtibden yetişmiş her bir âdemde,
Şehâdetnâmeli câhil mi istersin bu âlemde?
Maârif şimdi bizde meyvasız eşcâra dönmüştür.

Cehâlet âdemi mahrûm eder her bir saâdetten,
Cehâlettir cihanda var ise eşna’ esâretten,
Uzağa gitme, Eşref, bu yakınlarda cehâletten
Koca bir milletin ikbâli bak idbâra dönmüştür.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa